1986 Yılı Sivas İl Kültür ve Turizm Envanteri, Sivas Valiliği kültür ve Turizm Müdürlüğü, Sivas, 1986. Okumaya devam et
Günlük arşivler: 02 Ocak 2012
Sivas’ta Türkü Kültürü ve Sivas Türküleri
Sivas tarihin ilk çağlarından beri birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, ilim, irfan, kültür ve sanat şehridir. Selçuklu döneminde zaman zaman pay-i tahtlık yapmasından ve Osmanlı döneminde eyalet merkezi oluşundan dolayı kültür ve sanatın daima zirvesinde yer almıştır. Cumhuriyet öncesi ve sonrası Anadolu Coğrafyasında büyük yüz ölçüme sahip olması, çevresindeki çoğu vilayetlerin idari ve askeri bakımdan Sivas’a bağlı sancak durumunda bulunmaları, Sivas’ı sahip olduğu geniş coğrafyanın da kültür ve sanat merkezi yapmıştır. Bu itibarla Sivas büyük bir kültür şehridir ve türkülerin başkentidir. Okumaya devam et
Sivas’ta Lakaplar
Türk toplumunda çocuğa verilen değer yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Çocuk, toplumumuzda daima geleceğin teminatı olarak algılanmış ve çocuğu olmayan kişilere pek iyi gözle bakılmamıştır. Bu değer yargısı Dede Korkut Hikâyesi’nde: ” Oğulluyı ağ otağa, kızluyı kızıl otağa, oğlı kızı olmayanı kara otağa kondurun. Kara kiçe altına döşen, kara koyun yahnısından önüne getürün. Yir ise yisün , yimez ise tursun gitsün. Anun kim oğlı kızı olmaya Tanrı Ta‘âla anı kargayupdur, biz dahi kargaruz…”,[1] sözleriyle ifade edilmektedir. Günümüzde bu değer yargısının etkisi azalmış olsa da tamamen kaybolduğunu söylemek mümkün değildir. Okumaya devam et
F- 2000-2010 Dönemi
Bu dönemde devlet kurumları tarafından planlı ve kapsamlı derlemeler yapılmış, derlenen materyaller düzenli olarak arşivlenmiş ve halk kültürüyle ilgili çok sayıda kitap ve makaleler yayınlanmıştır. Sivil toplum kuruluşlarının çalışmaları da dikkat çekecek düzeydedir. Bu dönem için, Sivas halk kültürünün önemli bir bölümünün kayıt altına alındığı yıllar demek daha doğru bir ifade olur. Belki de geleceğin araştırmacıları bu dönem için “Sivas halk kültürüyle ilgili kalıcı çalışmaların yapıldığı dönem” ifadesini kullanacaklardır. Okumaya devam et
E- 1990-2000 Dönemi
1990’lı yıllar araştırmaların yoğunlaştığı ve ilimizde eli kalem tutan kişilerin sayılarının hızla arttığı bir dönemdir. Bu olumlu gelişmelerden halk kültürü de etkilenmiş olup, Kutlu Özen, Müjgân Üçer, Doğan Kaya, Kadir Üredi, Haluk Çağdaş, Burhan Paçacıoğlu, Kadir Pürlü gibi isimler halk kültürü alanında kayda değer çalışmalar yapmıştır. Okumaya devam et
D- 1970-1990 Dönemi
Bu döneme damgasını vuran şüphesiz ki İbrahim Aslanoğlu ve onun çıkardığı Sivas Folkloru ve Türk Folkloru adlı dergileridir.
Merhum İbrahim Aslanoğlu (1920-1995) 1970’li yıllarda gösterdiği inanılmaz çabayla Sivas’ta Halk Kültürü çalışmalarına büyük bir ivme kazandırmıştır. Okumaya devam et
C- 1950-1970 Dönemi
Bu dönemde etkin olan isimler merhum Vehbi Cem Aşkun, Sedat Veyis Örnek ve İbrahim Aslanoğlu’dur.
Bir önceki dönemde çok önemli eserler veren Vehbi Cem Aşkun’u bu dönemde de aktif olarak görüyoruz. Sivas Kongresi (1963), Sivas Sultanı Kadı Burhaneddin (1964), Halk Edebiyatında Yerme ve Güldürmeler (1973) yazmış olduğu eserlerden bazılarıdır. Okumaya devam et
B- Halk Evi Dönemi(1933-1950)
Bu döneme damgasını vurmuş olan kurum Sivas Halkevidir. Ancak bu kurumu önemli çalışmalarıyla yaşatmış olan merhum Ahmet Kutsi Tecer, Muzaffer Sarısözen, Vehbi Cem Aşkun gibi isimleri hatırlamak ve rahmetle anmak vefa borcumuzdur.
Sivas Lisesi Edebiyat Öğretmeni ve daha sonra Milli Eğitim Müdürü olan Merhum Ahmet Kutsi Tecer (1901-1967) ve arkadaşlarının katkılarıyla, Sivas Halk Şairleri Koruma Derneği tarafından 5 Kasım 1931 tarihinde “Sivas Halk Şairleri Bayramı” düzenlendi. Türkiye’de ilk olarak düzenlenen bu bayramın sonucunda Âşık Veysel gibi önemli bir âşığımız keşfedilmiştir. Derneğin 1932’ de yayınladığı “Sivas Halk Şairleri Bayramı” adlı kitapçık hacim olarak küçük olmasına rağmen Sivas halk kültürü için son derecede önemli ve ilk kaynaklardan biridir.[1] Âşıklık Geleneğine ait ilk önemli meşale böylece Sivas’ta yanmış oldu. Okumaya devam et
A- İlk Dönem (1927-1933)
“Bu dönemde masal babası olarak bilinen Eflatun Cem Güney ile Divriği Yağbasan Köyü Muallimi Halil Sami (ÖZEN)’yi görmekteyiz” Merhum Eflatun Cem Güney (1896-1981) 1927 yılında Sivas’tan çok sayıda masal derledi. 1928 yılında Sivas’ta çıkan Duygu Düşünce dergisinde Âşık Ruhsatî’yi tanıttı. Aynı yıl İstanbul’da yayınlanan Halk Bilgisi Haberleri Mecmuası’da Ruhsatî’nin koşmalarını yayınladı. Böylece, Türk Masallarının dünyaya yayılmasında Sivas’ta derlenen masalların büyük etkisi oldu. Okumaya devam et
Geçmişten Günümüze Sivas’ta Halk Kültürü Çalışmaları
Tarih boyunca önemli bir şehir olma vasfını korumuş bulunan Sivas, halk kültürü açısından adeta Anadolu Türk Kültürünün kalbi konumundadır. Bu kültür zenginliğinin sebebi büyük işgaller görmemiş olması ve asırlarca kırsal alanda Türk aşiretlerinin meskûn bulunmasıdır. Sivas’ın halk kültürü hazinesini Eflatun Cem Güney, Ahmet Kutsi Tecer, Muzaffer Sarısözen, Vehbi Cem Aşkun, Sedat Veyis Örnek, İbrahim Aslanoğlu, Kutlu Özen, Müjgan Üçer, Doğan Kaya, gibi birçok ünlü folklorcu keşfetmiş ve her biri kendi alanında önemli eserler vermişlerdir.